Doç.Dr. Serdar Nurmedov
E-Postainfo@serdarnurmedov.com
Telefon+90 5314990312

Makale İçeriği

Kekemelik ve Tedavisi

Kekemeliğin Tanımı

Kekemelik, “konuşma ritmi ve akıcılığının istem dışı motor hareketler nedeniyle uygunsuz bir biçimde bozulması” olarak tanımlanır.  Ses veya hece tekrarları, uzatmalar, ses veya sözcüklerin arasına tam blok ya da duraksamalar gibi konuşma akıcılığında bozulmalar olur. Kişi bu durumda  konuşmadan kaçınma veya konuşma öncesi aşırı stres gibi psikolojik  tepkiler yansıra vücudun çeşitli bölgelerinde meydana gelen tikler gibi motor tepkiler verir.

Kekemeliğin Nedenleri

Kekemeliğin kalıtsal bir rahatsızlık olduğunu söyleyebiliriz, çünkü kekemeliği olan bireyin ailesinin başka bir bireyinde de kekemelik görünme sıklığı %80 civarında. Bir başka kekemelik ile ilişkili olduğu düşünülen durum da kişinin solak olması, yani sol el baskınlığıdır. Dolayısıyla, çocukluk döneminde sol eli baskın olan çocuğa zorla sağ elini kullandırmaya çalışmak da kekemeliğe sebep olabilir. Ailelerin çocuklarına yeni kelime öğrenme konusundaki baskıları, aile içi şiddet ve benzeri örseleyici yaşam olayları da kekemeliğe sebep olabilmektedir. Kekemelik erkeklerde kızlara oranla 3-4 kat daha sık görülür. Her ne kadar kekemeliğin genel toplumda yaygınlığı yaklaşık %1  gibi yüksek bir oranda olsa da,  kendiliğinden düzelme olasılığı yaklaşık %80 gibi yüksek bir oranda olduğu da bilinmektedir.

Tedavi

Okul öncesi dönemdeki kekemelikler genelde geçici olduğu için aktif bir müdahaleden çok aile eğitimi önemlidir. Çocuğa konuşması konusunda baskı yapılmaması, cümlelerin düzeltilmemesi, rahat konuşma imkânı sağlanması, konuşurken sabırla dinlenmesi, çocuğun dikkatinin konuşması üzerine çekilmemesi gibi öneriler verilmelidir. Bu yaklaşımların yetersiz kaldığında veya daha büyük çocuklarda konuşma terapisi uygulanır. Konuşma terapisinde akıcılığı şekillendirmeye yönelik çeşitli teknikler kullanılır.

Bazen hastalar kendi tekniklerini kendileri bulurlar. Aşağıda bir hastamın uzun yıllar kekemelik ile ilgili sorun yaşadıktan sonra geliştirdiği yöntemleri sizler ile paylaşmak istiyorum. Deneyimini paylaştığı için kendisine ayrıca teşekkür edyor, kendi başına üstesinden geldiği için de tebrik ediyorum.

Kekemelikle Devam Eden Savaşım Nasıl Başladı?

Kekemelik, kişilerin farklı bir şekilde etkilendiği bir konuşma bozukluğu.  Benimkisi oldukça şiddetli idi. Bazı kelimeleri veya sesleri tekrar etmek gibi değil de, kelimeleri çıkartamama, hatta bazen ses çıkartmakta bile zorluk çekiyordum. İlkokul döneminde herhangi bir sebebe bağlı olmadan ortaya çıkmıştı.  Sınıfta kalabalık önünde konuşmak zorunda kaldığım anlarda çok sıkıntı yaşıyordum, millet bana bakacak ne söyleyecek diye çok endişeleniyordum. Hocam bunu milletin dikkatini çekmek için yaptığımı düşünürdü, inanın böyle olmasını çok isterdim.  Zamanla kekemelik benim diğer sosyal alanlarımı da olumsuz etkilemeye başladı. Tek başıma kaldığımda aynaya karşı konuştuğumda herhangi bir sorun yoktu, gayet akıcı konuşabiliyordum ama gel gör ki kalabalıktan veya stres altında iken bu benim için gerçekten büyük bir sorun haline gelmişti. Bu zaman zaman beni o kadar çok bunaltıyordu ki kendimi eve, odaya kilitleyesim geliyordu. Kimseyi görmek, kimse ile konuşmak istemiyordum. Fakat bunun bir çıkış yolu olmadığını biliyordum.  Ya ben onu yenecektim ya da o beni.

Bir birey olarak buna gücüm vardı,  beynimin çok daha büyük sorunlarla baş edebileceğini biliyordum.  Şimdi size kendi geliştirdiğim formülümü açıklayacağım:

 

 

Beş Altın Kural

  • Geçmişe bakıp üzülme, geleceğe bakıp kaygılanma, anı yaşa, kendini hayatın akışına bırak
  • İnsanların senin hakkında ne düşündüğünü boş ver, onlar senin ne halde olduğunu bilemezler. İnsanlar bugün var, yarın yok, ama sen hep kendinlesin. Bir, iki ya da kaç defa başarısız olsan da, bir sonrakinde başarabileceğini unutma. Kendine inan ve güven.
  • Hedefine hemen ulaşacağın hissine kapılma. Adım adım ilerleyeceğini, ancak bu şekilde hedefine ulaşabileceğini bil. Her sabah kalktığında zihnen hazır ol, hazır olmadan sorunu çözmeye başlama. Kasma, baktın ki, o an konuşmak sana zor geliyor, bunu kapatmak için, ya da normal konuştuğunu kanıtlamak için gereksiz, anlamsız şeyler söyleme. Sadece istediğin ve gerekli olduğunu düşündüğün zaman konuş.  Bu, kendini olayların akışına bırakmaya bir örnektir.
  • Konuya fiziksel açıdan bakarsak, nefesini kontrol etmen gerekir. Nefes almak, bir şarkı gibi ritmik olmalı. Nefes almalısın, sonra şarkı söylüyormuş gibi konuşmalısın. Yani, tıpkı şarkı söylerken yaptığın gibi konuşacağın cümlenin uzunluğuna göre nefesini ayarlamalısın. Ayrıca düzenli olarak nefes egzersizler yap. Bu uygulamalar derin bir nefes alarak ve birkaç saniye içinde tutulduktan sonra yavaşça nefes vermek şeklinde yapılmalıdır. Bu, normal olarak nefes almanızı öğretecektir. Bu egzersiz sağlıklı nefes alıp vermenin yanı sıra zihinsel rahatlamana da yol açacaktır.
  • Unutma ki, verdiğin savaş, devam eden bir savaştır. Birkaç defa kaybetmiş olman, savaşı kaybettiğin anlamına gelmez. Bu sebeple, rahat ol ve kaygılanma. Gündelik hayatında ne yaşarsan yaşa, bu seni asıl hedefinden alıkoymasın. Kekemelik olgusuna takılıp kalma. Daha önce de belirttiğim gibi, sen rahat olursan, kekemelik olmaz. Başkalarının seni beğeneceği bir insan değil de, doğru insan olmaya odaklan.

Yazının Kategorisi : Genel Kategori